Şems-i Tebrizi öldürülmedi ,kendisi Konya’dan ayrıldı.
Hüsrev Hatemi
Ortaokul
çağlarımdan beri, Şems-i Tebrizi’ nin cinayete kurban gittiğine inanmıştım.Aksini
söyleyeni de duymamıştım hiç.Hatta ek bilgi olarak kuyuya atıldığına da
inanmıştım.İlk bu olayı duymam 1954-55 yılları idi.Elli yıl geçti 2005 yılı
geldi ben yine aynı yerdeydim.2005 ten sonra oğlu Alaeddin Çelebi’ye dargın
olan ve kendisinden önce ölen Alaeddin Çelebi’nin cenazesine de katılmayan
Mevlana’nın, kendi ölümüne birkaç yıl kaldığında birgün oğlu Sultan Veled’e , ölen oğlu
Alaeddin’in mezarını göstererek”için
rahat etsin artık. Ben onu affettim” dediğini öğrendim .İçime ilk şüphe
o zaman düştü.Çünkü,Mevlana gibi tok sözlü bir babanın ,Şems cinayetinde
oğlunun parmağı olduğunu bile bile onu affetmesine imkan yoktu. Bundan sonra
böyle bir cinayetin varlığından şüphelerim gittikçe kuvvetlendi.Bu şüphelerimi
bir rapor şeklinde sıralayayım:
a)Birinci şüphe:
Yukarda bahsettiğim anekdot.
b)Mevlana,
Divan-ı Kebir adı verilen şiirler
toplamında Mesnevi’de yaptığı gibi, eski olayları anlatmaz. Öğüt de
vermez. Coşkularını, sevinçlerini,
üzüntülerini anlatan ve İlahi aşka
daveti içeren şiirleri Divan-ı Kebir’de toplanmıştır .Bu divanda Moğolların yay
kirişi ile boğdukları Selçuklu Sultanı’nı anan Mevlana ,Nasıl olur da Şems için
“reftî=gittin”şeklinde şiirler söylerken ,birinde bile “Sana yazık ettiler,
Katillerin cezalarını ahrette görecekler mealinde bir şey söylemez?
c)Mevlana,oğlunun
bir cinayet şebekesinde rol aldığını düşünseydi Selçuklu Sultanına da kadıya da
müracaat ederdi.Şems’in kayboluşundan sonra Alaeddin Çelebi hiçbir soruşturma
yapılmadan,medresesinde ders vermeğe devam etmiştir
d)Mevlana,Alaeddin
Çelebi’nin ölümünden sonra Konya Kadısına mektup yazarak”terekesi güzelce halledilsin .Çocukları mağdur
olmasın” şeklinde mektup yazar mıydı?
Bu mektup kayıp değildir. Günümüze ulaşmıştır.
e)Şems-i
Tebrizi, “ Makalat” adlı kitabında “Ben,
hiçbir yerde birkaç aydan fazla kalamam.Bilirsiniz bir defa Şam’a gittim,sonra
Mevlana’nın ricasıyla geri döndüm.İkinci
defa ayrılırsam bu kesin olacaktır”demektedir.Hiçbir zaman ”hakkımda bir düzen olduğunu
duyuyorum. Bir gün düşmanlarım beni kurban edebilir” gibi bir söz etmemiştir.
Mevlana, onun kaybından sonra ”Sen balıktın, balığın yılanla ne işi
var?Sen yılana uyup gittin” derken, ölen
bir dosta ağıt yakmaz, sadece şiddetle sitem eder.
f)İran’da yazılan eserlerde Şems’in , Konya’dan
ayrıldığı ve Azerbaycan’ın Hoy şehrinde vefat ettiği bildirilir. İranlıların
Konya Halkının ve Alaeddin Çelebi’nin
avukatı olduklarını gösterir hiçbir belge yoktur .Böyle bir avukatlığın
sebebi ve mantığı da yoktur.
g)Mevlana, Alaeddin
Çelebi’ye kırgındır, bu doğrudur. Fakat katil olduğu için değil, Şems’e
Konya’yı zehir ettiği ve Konya’dan ayrılmasını çabuklaştırdığı için.
h) cinayet hikayesini ilk yazıya döken,
Mevlana’nın ölümünden sonra, Mevlana’nın torunun çevresinden olan ve
mübalağacı-magazinci, Eflaki’dir.
i)Güzelim romanlara
yazık olacak ama, Şems cinayete kurban gitmemiştir.