1 Kasım 2021 Pazartesi

 

Namık Kemal : İyi tanımadığımız  büyük  Şair ve Yazar

                                                                                Hüsrev Hatemi

Ben 1945 Ekiminde İlkokula başladım.Gerek İlkokuldaki öğretmenlerden gerek babalarından duydukları siyasi fıkra ve haberleri ertesi gün anlatan arkadaşlardan Namık Kemal adını duyarak ilkokul bitti.Tabii eve giren Akşam ve Cumhuriyet gazetelerinden de bir şeyler Öğrenirdik.Akşam Gazetesinde Vâlâ  Nurettin Cumhuriyette .Burhan Felek bizim anlayacağımız bir dil ile genellikle neşeli yazılar yazar.biz o kısa yazılardan önem verdiğimiz cümleleri hafızaya kaydederdik.Ortaokul da öğretmenler “büyük vatansever”demekle kalmayıp daha ayrıntılı bilgiler verdiler. Vafrlık Cep kitapları bir liraydı.Bir liranın alış gücü bu günün 20-3o lirası gibiydii.Yani ortaokul ve Lise öğrencilerine nisbeten ekonomik gelen Varlık kitapları bizim neslin öğretmeni  oldu.Namık Kemal’i 13 yaşımda iken en iyi derecede Varlıktan öğrendim.Sonra lise ders kitaplarından da çok şey öğrendim.Fakat bu bildiklerimizin bir kısmının çok değişmiş ve deforme edilmiş bilgiler olduğunun ancak 80 li yıllarda farkına vardım.

                                      Namık Kemal ‘in Şiirleri

Bize hep Fransız şiiri tarzında yazılmış şiirleri ,eski şiir örneği olarak da ,Hürriyet Kasidesi öğretilmişti.Ancak 1980 li yıllarda gördüğüm Sadettin Nüzhet Bey’in derlediği şiirleri Namık Kemal’in Divan şiirinde de başarılı olduğunu gösterdi.Ne yazık ki bu kitaptan 70 yıl sonra yani günümüzde bir Türk aydını toplu halde bir kitap bulamaz.Ama “büyük vatanperverdi diyew mikrofon önünde bağırabilir.

                                         Küfürbaz değildi

En yanlış tanınan bir yönü çeşitli uydurma fıkralarla küfürbaz gibi tanıtılmasıdır.Halbuki yayınlanmış mektuplarına bakılırsa arkadaşlarına yazdığı haberlerde de ciddidir.Küfür kullanmaz.

                                         Devletinin geçmişine de İslam dinine de saygılıdır.”Git vatan Kâbe’de siyaha bürün”derken Kâbe de Osmanlı ülkesine dahil idi.Şimdi yurt dışına giden muhaliflerin bir kısmı kendi ülkesinin şimdiki hâlini de geçmişine de ağır sözler savunurken Namık Kemal, Ernest Renan’a karşı İslam Peygamberini savunmak için “Renan Müdafaanamesi”yazmıştı. Başka bir yanlış bilgi Namık Kemal’in zindana atılmasıdır.Namık Kemal gönderildiği yerlere “mutasarrıf kadrosu ve maaşı ile gönderimiştir.Magosa’ya gönderilişi Abdülaziz dönemindedir.Abdülhamid döneminde Midilli’ye ve sonra Sakız adasına gönderilmiştir.Sultan Abdülhamid ,Namık Kemal ailesş zor durumda kalmasın düşüncesiyle oğlu Ali Ekrem BeY’i Yıldız Sarayında özel sekreteri olarak görevlendirmiştir.

                   Abdülaziz döneminde ara sıra Horhor’daki Abdüllatif Suphbi Paşa konağında kaldığını okuyunca “Horhordaki konak’ta ailenin hanım üyeleri var iken bu nasıl olurdu”diye düşünürdüm.Ama şimdi otuz yıldan beri şaşırmıyorum.Çünkü Namık Kemal annesinin babsı olan Adülatif Paşa’nın torunudur.Suphi Paşa Namık Kemal’in dayısıdır.Demek ki dayısının konağına gidiyormuş.Başka  bir yanlış b ilgi de Namık Kemal’in görünümüdür.İttihat ve Terakki mensupları onu yakışıklı göstermek için rötuş yaparak saç eklemişler ve onu Alfred de bMussetYeb benzetmişlkerdir.Gerçekte Namık Kemal kumral saçları önden eksilmiş ve halim selim bakışlatrla poz vermiş olan biir Osmanlı Beyi.Dileklerim: 1-Perşembe Pazarı ile Karaköy arasında Zincirli Han’ın münasip bir duvarına “Bu Hanın bir odasında Namık Kemal çıkardığı bir gazete için bizzat baskı işinde de çalıştı yazılması 2-Divan ve Fransız edebiyatı etkisişyle yazdığı bütün şiirlerinin tekrar basılması.