Namık
Kemal : İyi tanımadığımız büyük Şair ve Yazar
Hüsrev Hatemi
Ben 1945 Ekiminde İlkokula
başladım.Gerek İlkokuldaki öğretmenlerden gerek babalarından duydukları siyasi
fıkra ve haberleri ertesi gün anlatan arkadaşlardan Namık Kemal adını duyarak
ilkokul bitti.Tabii eve giren Akşam ve Cumhuriyet gazetelerinden de bir şeyler
Öğrenirdik.Akşam Gazetesinde Vâlâ Nurettin
Cumhuriyette .Burhan Felek bizim anlayacağımız bir dil ile genellikle neşeli
yazılar yazar.biz o kısa yazılardan önem verdiğimiz cümleleri hafızaya
kaydederdik.Ortaokul da öğretmenler “büyük vatansever”demekle kalmayıp daha
ayrıntılı bilgiler verdiler. Vafrlık Cep kitapları bir liraydı.Bir liranın alış
gücü bu günün 20-3o lirası gibiydii.Yani ortaokul ve Lise öğrencilerine
nisbeten ekonomik gelen Varlık kitapları bizim neslin öğretmeni oldu.Namık Kemal’i 13 yaşımda iken en iyi
derecede Varlıktan öğrendim.Sonra lise ders kitaplarından da çok şey
öğrendim.Fakat bu bildiklerimizin bir kısmının çok değişmiş ve deforme edilmiş
bilgiler olduğunun ancak 80 li yıllarda farkına vardım.
Namık
Kemal ‘in Şiirleri
Bize hep Fransız şiiri tarzında
yazılmış şiirleri ,eski şiir örneği olarak da ,Hürriyet Kasidesi
öğretilmişti.Ancak 1980 li yıllarda gördüğüm Sadettin Nüzhet Bey’in derlediği
şiirleri Namık Kemal’in Divan şiirinde de başarılı olduğunu gösterdi.Ne yazık
ki bu kitaptan 70 yıl sonra yani günümüzde bir Türk aydını toplu halde bir
kitap bulamaz.Ama “büyük vatanperverdi diyew mikrofon önünde bağırabilir.
Küfürbaz değildi
En yanlış tanınan bir yönü çeşitli
uydurma fıkralarla küfürbaz gibi tanıtılmasıdır.Halbuki yayınlanmış mektuplarına
bakılırsa arkadaşlarına yazdığı haberlerde de ciddidir.Küfür kullanmaz.
Devletinin geçmişine de İslam dinine de saygılıdır.”Git vatan Kâbe’de
siyaha bürün”derken Kâbe de Osmanlı ülkesine dahil idi.Şimdi yurt dışına giden
muhaliflerin bir kısmı kendi ülkesinin şimdiki hâlini de geçmişine de ağır
sözler savunurken Namık Kemal, Ernest Renan’a karşı İslam Peygamberini savunmak
için “Renan Müdafaanamesi”yazmıştı. Başka bir yanlış bilgi Namık Kemal’in
zindana atılmasıdır.Namık Kemal gönderildiği yerlere “mutasarrıf kadrosu ve
maaşı ile gönderimiştir.Magosa’ya gönderilişi Abdülaziz dönemindedir.Abdülhamid
döneminde Midilli’ye ve sonra Sakız adasına gönderilmiştir.Sultan Abdülhamid
,Namık Kemal ailesş zor durumda kalmasın düşüncesiyle oğlu Ali Ekrem BeY’i
Yıldız Sarayında özel sekreteri olarak görevlendirmiştir.
Abdülaziz döneminde ara sıra
Horhor’daki Abdüllatif Suphbi Paşa konağında kaldığını okuyunca “Horhordaki
konak’ta ailenin hanım üyeleri var iken bu nasıl olurdu”diye düşünürdüm.Ama
şimdi otuz yıldan beri şaşırmıyorum.Çünkü Namık Kemal annesinin babsı olan
Adülatif Paşa’nın torunudur.Suphi Paşa Namık Kemal’in dayısıdır.Demek ki
dayısının konağına gidiyormuş.Başka bir
yanlış b ilgi de Namık Kemal’in görünümüdür.İttihat ve Terakki mensupları onu
yakışıklı göstermek için rötuş yaparak saç eklemişler ve onu Alfred de
bMussetYeb benzetmişlkerdir.Gerçekte Namık Kemal kumral saçları önden eksilmiş
ve halim selim bakışlatrla poz vermiş olan biir Osmanlı Beyi.Dileklerim:
1-Perşembe Pazarı ile Karaköy arasında Zincirli Han’ın münasip bir duvarına “Bu
Hanın bir odasında Namık Kemal çıkardığı bir gazete için bizzat baskı işinde de
çalıştı yazılması 2-Divan ve Fransız edebiyatı etkisişyle yazdığı bütün şiirlerinin
tekrar basılması.