21 Ağustos 2016 Pazar

Vurgun

VURGUN

Sonbaharlar, son bulmadan ardarda
Ardarda hüzün daraltır yürekleri,
Dağlar yürekleri kızgın temreni aşkın,
Eski mızraklarsa, hep mahzenlerde..
Mahzun ve sevinci tanımadan ölmüş,
Yüreklerle dolu mahzenlerde..
Sonbaharlar, son bulmadan ardarda,
Ardarda hüzün, zincirleme...
Ardarda kırgınlıklar ardarda.
Süregelen bir durum değildi ki mutluluk
Sürüp gitmedi de,
Evet sürüp gitmedi sonlandıydı,
Keder ise zedelenmez bir tabaka içimizde,
Yüreğimiz onunla sırlanmış.
Böylesine kirlenmiş bir dünyada,
Hançerlenmiş sayılabiliriz tek tek
Vurgun yedik ömrümüzün derin yerinde
Kargışlar kar gibi yağar ve sürer karanlık.
,                                                                     Hüsrev Hatemi 

13 Ağustos 2016 Cumartesi

Çengelköy'de bir Çeng

Musikicibaşı, sen iyi bilirsin
Sudan olduğunu her dirinin;
Kederler ki gözyaşlarından can bulurlar,
Sevinçlerden daha diridir onlar.
Şimdi vâr olmayan o bahçeler,
Bir de yeraltı sulan izlensin;
İzlenmelidir de nedendir,
Çekildi bir köşeye arzûlar…
Elem demidir ve bu bezmin,
Dağılması yaklaştı, bu hazin;
Her dirinin, bahçelerin ve kederin,
Göğe yükseldi suyu, bulut yok.
Geri dönmez o su, ey mutrip,
Dönse de göremem ki ben...
Güllerin şevki yok ey mutrip,
Sadece hakkı var kederin.

                                                      Hğsrev Hatemi 1996

11 Ağustos 2016 Perşembe

Sevinçler Bizimle Gelmez

SEVİNÇLER BİZİMLE GELMEZ
                                                    Hüsrev Hatemi
Sevinçler,yaşandıkları günlerin
Taşınmazlarıdır,hepsi
Hepsi ardımızda kalır..
Kimi sevinçler daha yüksektir, ne zaman başımızı çevirsek
Eski siyah beyaz bir film gibi titrek,
Eski günlerin doruklarında
Bir anıt misali görünür.
Sevaplar, yol arkadaşlarımız
Hayat yolunda yan yana yürürüz
Vicdan azapları başımızın belası,
Çıkış kapısı yolunda bu âlemin
Bizden hızlı yürürler önümüzde;
Ölüm kapısına bizden önce varır,
Alaycı bir bakışla beklerler bizi...
Ne sevinçler, ne kitaplar
Yanımızda sadece

Sevaplarla azaplar.

10 Ağustos 2016 Çarşamba

Yürekler Vardır ki

Yürekler vardır ki Devran elinden,
Onlara gam sunulduğunda,
İri güller gibi kan ağlayıp
Sessiz, dünyayı seyrederler...

Yürekler vardır ki onlar,
Kırgınlık ve yalnızlığı tadınca;
Sokak gösterilerinde yakılan,
Taşıt lastikleri gibi,
Alevli ve gösterişli yanarlar...

Yürekler vardır, gam denizi derinlerinde
Mürekkep balıklarıdır ki,
Onlara sitem eriştiğinde,
Deniz içine ağlarlar...
Laciverd ve dilsiz.

Hüsrev Hatemi


BRUSSELS’ LYRICS

                                      to Bonaparte,Brel and Dalida

It is raining in Brussels
Steam coming out of my heart’s ember
Reaching my hair, rising step by step
Oh, my Wallon heart
Will finally dominate my Flemish mind...
Whoever you are, living on earth,
Will have the adventure of Bonaparte.
First will be driven to the middle-aged island
And then run away,
Just after seemed to be rescued
By running away,
Comes Waterloo and the old age
To the scene;
-Absolute triumph of the years-
İt is raining, let it go on
Oh my heart, happily you are there…
The same question is everywhere:
-Why to live?-
No bother my heart, do not suffer;
Why to remember Waterloo
Again and again, day by day
On the old age island?
It is raining in Brussels
Steam coming out of my heart’s ember
Reaching my hair, rising step by step
Thanks to the blowing wind,
Swept away all the dark clouds…
Jacques Brel, singing from the past
Let him, please let him
Tell the short stories of our lives
Oh my heart, forget the defeat!
Here it is Brussels.

                                   Husrev Hatemi

Yalın Ölüm

                                  Yalın Ölüm
“Beni hatırlayın dostlar”demeden
Hatırlanmayı bir küçük çocuğun,
Bir insan ömrü kadar ancak yaşayacak
Beynine bırakır ve ölür kanarya…
Bizim ömrümüzün son buluşu ,kalın
Bir cilt gibi...
Oysa bir gül yaprağı gibi ince ve yalın

Olmalısın Ey Ölüm.

                                               Hüsrev Hatemi